Kireçlenme esas olarak eklem yapısının, kemik ve kıkırdağın bozulmasını ifade ettiğine göre; bel kireçlenmesinde de omurların şeklinin bozulması, omurlar arası kıkırdak ve disklerin yıpranarak eklem hareketlerinin zorlaşması, eklem kayganlığının azalması; bunlara bağlı olarak kas dokularında zorlanmalar ve sertleşmeler olması akla gelmelidir.
Bel kireçlenmesinde ortaya çıkan ağrı, doğrudan kireçlenmeye bağlı bir ağrıdan çok, yumuşak dokulardaki fonksiyon bozukluğu ve zorlanmalara aittir. Kireçlenmede genetik faktörler rol oynadığı gibi, aşırı yük-ağırlık kaldırmaya dayalı çalışmalar, soğuk ortamlarda uzun süreli yaşama-çalışma, şişmanlık, skolyoz denen omurgadaki eğrilik, kalça ve diz eklemlerindeki bozukluklar, doğuştan kalça çıkığı gibi pekçok faktörün de etkisi olduğu düşünülmektedir. Büyük kısmının ise sebebi bilinmez.
Tanı, fiziksel muayene ve röntgen ile kolaylıkla konur. Fakat muayene bulguları ile görüntülemedeki bulgular her zaman uyumlu değildir. Böyle durumlarda, muayene bulguları esas alınır.
Hafif durumların
tedavisinde ilaç yeterli olur. Daha ileri durumlar, fizik tedaviye ihtiyaç gösterir. Fizik Tedavi programı, hastaya özel planlanmalıdır. Hareket programları tedavi sırasında günlük olarak öğretilmeli ve tüm tedavi boyunca birebir izlenmelidir. Tedaviye ilaçlar da kombine edilebilir.